KATEGORİLER
GÜL BAHÇESİ
GülBahçeTR
Sinema Bahçesi
Spor ve futbol
Magazin
PARA-KREDİ
Sinema ve Filmler
TV Rehberi
Sağlık Bahçesi
Moda
Anne ile Bebeği
Teknoloji Bahçesi
MAGAZİN
Karadağlı Hülya'ya özendi ama
Serengilin hücre anıları
Ölmeden önce ne yapmalı
Türk Viagrası
Plajda ne yapılmaz.
SPOR
Roberto Carlos'un hedefi
Takımların transfer dosyası
Fransada üzücü kaza
Arjantinlilerin havuz keyfi
Avrupanın en büyüğü Milan
SAĞLIK
Kulak çınlamasını hafife almayın
Egzersiz kalp için de en iyi tedavi mi?
Bitkilerin gücünü hissedin
Limon diyeti ile zayıflayın
Havuzdan sonra sabunla yıkanın
SİNEMA
Zor Ölüm
Üç gün içinde öleceksin
Aşk Manzaraları
Kuzuların sessizliği
Maskelibeşler Irak
<$Blo6 Ağustos 2009 Perşembe
<$BloSinemanın tecavüzle imtihanı...

<$Blo


Sinemacının cinselliği kullanışı bir hayli eski ve cazibeliyse, taciz ve tecavüzü anlatması da bir hayli eski, gerçekçi ve estetikten uzak… Tecavüz olunca işin ucunda bir de intikam duygusu oluyor. Geçen aylarda vizyona giren Soldaki Son Ev ve Tabu konuları itibariyle bu konulara göz atmamızı sağladı…

Sinemada tecavüz halini en uzun, acımasız, kesintisiz ve gerçekçi gösteren ve insanların salonlardan çil yavrusu gibi dağılmasına sebep olan Irreversible / Dönüş Yok ile yapabiliriz açılışı… 9 – 10 dakikalık kamera açısının değişmediği bir tecavüz sahnesi, Jodie Foster’ın hafif meşrep gösterilerek üç erkeğin tecavüzüne uğradığı ve kamera açılarının cesurca beden kıvrımlarında dolandığı The Accused / Sanık filmini unutturabildi mi bize? Hem de sosyal ve hukuksal olguların kadının aleyhine işlediğini gördüğümüz bir filmde…

Stanley Kubrick’in Otomatik Portakal’da bıçaklı süt ile kafası bulanan gençleri yazarın karısına tecavüz ederken çektiği sahne de bir hayli etkilidir… Sam Peckinpah Straw Dogs / Köpekler filminde hem erkek karakterine yüklediği karizmayla hem de mahalle çetesinin kadına ettikleri tecavüzle ilginç bir açılım yaratmıştır 1971 yapımı filmiyle… Bir nevi Otomatik Portakal kokusu vardır ama burada asıl olan erkeğin tavrıdır. Tecavüzle katbekat gelişen intikam duygusu…

1976 yapımı Lispstick de yönetmen kamerayı kurbanın vücut hatlarına fazlaca yaklaştırıyor. Tecavüz sahnesi yine Dönüş Yok baz alınırsa şiddetli ama o kadar uzun ilerlemiyor… Seyirciye bir nevi haz malzemesi sunuluyor da diyebiliriz…

Araya hemen bir parça atar gibi Türk filmi atarsak, Müjde Ar’ın oynadığı ve Türk sinemasında tecavüz sahnesi denilince akla gelen İffet’ten bahsedebiliriz. Arabaya yaslanan bir yüz çok şey anlatır bu filmde birçok kişi için… Serdar Akar imzalı Barda ise tecavüz olayını filmin geneline yayar ve sosyolojik bir aşağılanmanın hıncı olarak sunmaya çalışır…

Yeniden çevrimini geçtiğimiz ay izlediğimiz aslında Wes Craven’in ilk filmi olan Last House on the Left / Soldaki En Son Ev, tecavüzün sorunlu bir ruh hali olduğundan ilham alıyor ve intikamını da hemen arkasından acı bir biçimde sürüklüyor… Bu ay vizyonda izlediğimiz Alan Ball imzalı Towelhead / Tabu hem ırk ekseninde ilerliyor hem de 13 yaşındaki Jasira’nın orta yaşlı komşusunun tacizlerine maruz kalmasını anlatıyor. Tabii filmde babanın tavırları ve kızın bu baskıya karşı komşu ‘amca’ya yakınlaşması da filmin diğer açılımları…

Angelopoulos ustanın Puslu Manzaralar filmindeki Voula’nın kardeşiyle beraber babasını ararken, bir kamyonun kasasında uğradığı tecavüz de tamamen duygusal olarak nüfuz ediyor izleyiciye…

Erkekler Ağlamaz, birçok açıdan etki etti seyirciye… Ama içinde yaşattığı erkeği bedenine taşıyamayan Brandon, bunun ikilemini hem tecavüze uğrayarak, hem de hayatıyla ödedi…

Tim Robbins imzalı Dead Man Walking de tecavüz sahneleri bir suçlunun yaşamının bir dökümü olarak yansır bize… Filmde duygu ve şiddet peşi sıra dizilir ve seyircinin kafasını karıştırır.

Once Were Warriors gözden kaçan bir filmdir ve tüm hayata tutunma çabaları içinde yaşanan bir tecavüz, her şeyi alt üst eder… Tüm o duygular içinde tecavüz bütün gördüklerimizden daha acıdır…

Tecavüz filmlerinin en eskilerinden biri olarak nitelendirebileceğimiz Birth Of a Nation / Bir Milletin Doğuşu 1915 yılında çekilmişti… Irkçı olan film aynı zamanda beyaz kadınların namusuna göz diken bir siyahın linç edilmesini anlatıyordu… Yani tecavüz ve intikam duygusu beraber çalışıyordu…

Abel Ferrara imzalı MS.45 de tecavüz ve arkasından gelen intikamla ilgili… Ama bu filmin ayrıksı yanı tecavüze uğrayan kızın dilsiz ve dikkat çekmeyen bir tip olması… Ama erkek tavrının aynılığı ve kadının intikam duygusu kaçınılmaz… Bu filmin benzeri olarak Polanski imzalı ve Deneuve’in gitgide akıl sağlığını yitirdiği Repulsion / Tiksinti’yi gösterebiliriz. 1965 yapımı filmin altındaki patlama nedeni ise ensesttir ve git geller intikamla sonuçlanır… Tecavüz sonrası başka bir intikam filmi de Dearh Wish / Yara’dır. Kızı ve karısı tecavüz sonucu vahşice öldürülen bir adamın adaleti kendi yaratması isteğiyle sokaklarla tanışması anlatılır.

Türkçeye Mezarına Tüküreceğim olarak çevrilen I Spit on Your Grave ise tecavüze uğrayan sinik kadın yerine güçlü bir kadın karakter çıkarıyor karşımıza… Kadına uygulanan tecavüz neredeyse filmin yarısını kapsıyor. O yüzden tecavüzün intikamı gayet kanlı ve seri bir şekilde alınıyor…

Daria Argento’nun çekip başrolünde Asia’ya rol verdiği ‘La Sindromi di Stendhal / Stendhal Sendromu ise tecavüze ve tecavüzcüye farklı bir açıdan bakıyor… Tecavüzcü sapık bir katilin peşine düşen kadın dedektif de tecavüzden kurtulamazsa ne olur? Bu film duygu olarak bütün katmanlara hitap ediyor, haz ile dehşet arasında gidip geliyor… Hazdan bahsetmişken Japon sinemasından bir filme dikkat çekmek de isabetli olacak. Okasu / Tecavüz adını taşıyan filmde ırzına geçilen genç bir kız, tatmin noktasını bir tek tecavüzcüsünde yakaladığını keşfediyor. Hem haz hem intikam için tecavüzcüsünün peşine düşüyor… Bıçak darbeleri ve haz çığlıkları beraberce geliyor.

Tecavüz genelde erkeğin kadına ettikleri anlamında anılıyor, beyazperde bu konuda biraz cinsiyetçi davranıyor. Erkeklerin uğradığı taciz ve tecavüzü anlatan filmlere American History X, Pulp Fiction, Deliverance ve erkeğin düştüğü konum itibariyle Disclosure / Taciz örnek gösterilebilir…

Etiketler: , , , , ,

<$Blo25 Temmuz 2008 Cuma
<$BloKara şovalye

<$Blo


Hit aksiyon filmi “Batman Başlıyor”un devamı olan “Kara Şövalye”, Batman'in Teğmen Jim Gordon ve Bölge Savcısı Harvey Dent’in yardımlarıyla, şehir sokaklarını sarmış olan suç örgütlerin, temizleme girişimini konu alıyor. İlk başta, özellikle Dent'in cesur girişimleriyle suçlulara karşı mücadelede başarılı olsalar da,�başlarda ciddiye almadıkları acımasız suç dehası�Joker'in hazırladığı zeki tuzaklar, Gotham'ı eskisinden daha da büyük bir karmaşanın içine sürükler. O güne dek karşılaştıkları hiçbir suçluya benzemeyen�Joker, hem Batman'i hem de Gordon ve Dent'i köşeye sıkıştıracak ve üçlünün aralarındaki ittifakın çatırdamasına yol açacaktır.

Yönetmen:

Christopher Nolan

Senaryo :

Jonathan Nolan

Müzik:

James Newton Howard, Hans Zimmer

Görüntü yönetmeni:

Wally Pfister

Tür:

Aksiyon, Suç, Dram, Macera

Yapım:

ABD 2008 159 dakika (Renkli)

Dil:

İngilizce

Dağıtıcı Firmalar:

Warner Bros.

Internet adresi:

thedarkknight.warnerbros.com

Etiketler: , , , ,

<$BloAşkın Yaşı Yok (2008)

<$Blo


Dönüm noktasına gelen bir ailenin öyküsünü konu alan filmde, Profesör Lawrence, işinde başarılı olsa da özel hayatı ve ailesiyle ilgili problemlerin çözümünde çaresiz kalan biridir. Özlemini çektiği tutkuyu hiçbir şeyde bulamayan Lawrence'ın hal ve tavırları, orta yaş krizinin eşiğinde olduğunu göstermektedir. Ancak üvey kardeşinin aniden çıkıp gelişiyle, eski öğrencisi Janet ile yıllar sonra tesadüfen yeniden karşılaşması aynı günlere denk gelince Wetherhold ailesinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Yönetmen:

Noam Murro

Senaryo :

Mark Poirier

Müzik:

Nuno Bettencourt

Görüntü yönetmeni:

Toby Irwin

Yapımcı :

Michael Costigan, Bridget Johnson, Michael London, Bruna Papandrea

Tür:

Komedi, Dram, Romantik

Yapım:

ABD 2008 95 dakika (Renkli)

Dil:

İngilizce, İspanyolca

Internet adresi:

www.smartpeople-themovie.com/

Etiketler: , , ,

<$Blo29 Temmuz 2007 Pazar
<$BloTürkiye'nin ilk yaratık filmi çok korkutacak!

<$Blo

Sinemamızın ilk yaratık filmi 'Semum'un çekimleri başladı. Başrollerini Ayça İnci ve Burak Hakkı'nın paylaştığı filmde, içine yaratık giren bir kadının hikayesi anlatılıyor..
Türk Sineması'nın yaratıkları konu eden ilk filmi 'Semum'un 5 hafta boyunca sürecek olan çekimleri başladı. Daha önce kıyamet temasını işleyen 'Dabbe' adlı bir korku filmi çeken Hasan Karacadağ 'Semum'da hem yapımcı, hem yönetmen hem senarist kimliğiyle karşımıza çıkıyor. Film hem korku, hem de bilimkurgu türünün özelliklerini taşıyor.

ARALIKTA GELİYOR
Çekimleri İstanbul ve Çatalca'da gerçekleştirilecek olan filmde Ayça İnci, Burak Hakkı, Nazlı Ceren Argon, Cem Kurtoğlu, Sefa Zengin, Bahtiyar Engin, Yıldırım Öcek ve Levent Sülün rol alıyor. Aralık ayının sonunda Türkiye'yle eş zamanlı olarak dünya sinemalarında da vizyona girecek olan film, tamamen bilgisayar ortamında 3D olarak tasarlandı. 'Semum' karakterini oluşturmak için tam 22 tane 3D uzmanı gecegündüz çalıştı.

GERÇEK BİR HİKAYE

Canan Karaca (Ayça İnci) adlı bir kadın ile kocası Volkan'ın (Burak Hakkı) yeni bir taşınmalarıyla başlayan filmde, bu evde Canan'ın başına gelen ürkütücü ve akıl olaylar anlatılıyor. Semum adlı yaratığın ağına düşen Canan, kendini korkunç olayların ortasında buluyor. Öyküsünü gerçek bir hikayeden alan filmin başrol oyuncularından Ayça İnci, Bu filmle korkularımı yendim" diyor. Burak Hakkı ise tam tersine, "Bu filmle korkmaya başladım" diye konuşuyor.

Etiketler: , , , , , ,

<$Blo22 Temmuz 2007 Pazar
<$BloHayatımın kadınısın

<$Blo

Senaryo Uğur Yücel
Yapımcı Tmc Film
Türü Dram
Yapım Yılı 2006


Asuman 80'li yıllarda ünlenmiş güzelliğiyle erkekleri peşinden sürüklemiş eski bir şarkıcıdır.

Nejdet'le evlendikten sonra Balat'ta mütevazi bir evde sıradan bir hayat yaşar.

Evlendikten bir süre sonra Asuman kocasının alkol ve kumar alışkanlığıyla tanışmış, yıllar içinde artık kocasının geceleri evin dışında sürdürdüğü gece hayatına da göz yummaya başlamıştır.

İlk evliliğinden olan kızı Ahu evi terketmiş, erkek arkadaşıyla bir otel odasında yaşayıp ünlü olma hayalleri krumaktadır. Annesiylede gerekmedikçe görüşmemektedir.

Asuman hayatından memnun değildir. Taki Tophaneli Tayfur üst katlarına kiracı olarak yerleşinceye kadar... Tophaneli Asuman'ın hayatında büyük bir yer edinecek, kızıyla ilişkilerinde yeni bir sayfa açacak unuttuğu bazı şeyleri ona yeniden hatırlatacaktır.

Oyuncular:
Türkan Şoray - (Asuman) Uğur Yücel - (Tophaneli) Yıldırım Memişoğlu - (Dejdet (Asuman'ın Kocası))

Etiketler: , , , , , , ,

<$BloHokkabaz

<$Blo

Senaryo Cem Yılmaz
Yapımcı Bkm
Yapım - Necati Akpınar
Müzik Attila Özdemiroglu
Sanat Yönetmeni Yasar Kartoglu
Türü Komedi / Drama
Yapım Yılı 2006


İskender (Cem Yılmaz) hokkabazdır. Yani aslında sihirbazdır.

Ama onun ve çocukluk arkadaşı Maradona’nın (Tuna Orhan) dışında herkes onun hokkabaz olduğunu düşünmektedir.

İstanbul’dan hızla kaçmak zorunda kalan ikili, turne programına Sait’i de (Mazhar Alanson) dahil ederek, büyük risk alırlar. Baba Sait, İskender’i takdir etmeyi uzun yıllar evvel bırakmıştır.

Turne üçlüyü kaynaştırırken, aynı zamanda görkemli bir dağılmaya sebep olur.

Etiketler: , , , , , ,

<$Blo13 Temmuz 2007 Cuma
<$BloBeni ne kadar Seviyorsun?

<$Blo

(Combien tu m'aimes?)



Konu : Kendi halinde bir bir adam olan François, lotoda büyük ikramiyeyi kazanmış ve bu paranın bir kısmı ile kendisine bir şirket satın almaya karar vermiştir.

Bu arada Paris'teki güzel telekızlardan biri olan Daniela'ya gönlünü kaptırır ve genç kadının bir ay boyunca kendisi ile birlikte yaşaması için kendisine 100,000 euro teklif eder.

Daniela teklifi kabul eder ve François'in evine taşınır. Çok geçmeden tam bir evkadını rolüne soyunan François'in gangster sevgilisi Charly ise bu durumdan son derece rahatsızdır.

Yönetmen

Bertrand Blier
Senaryo

Bertrand Blier
Görüntü Yönetmeni

François Catonné
Müzik

-
Yapım

2005 İtalya - Fransa Yapımı
95 dakika
Gösterim Tarihi

12 Mayıs 2005
Türü

Komedi - Dram

Oyuncular-Karakterler
Monica Bellucci
Daniela
Bernard Campan
François
Gérard Depardieu
Charly
Jean-Pierre Darroussin
André Migot
Edouard Baer
Üzgün adam

Etiketler: , , , ,